top of page

Büyükada, Aya Yorgi ve Dilek Günü


Büyükada, orijinal adıyla Prinkipos, bahar ve yaz aylarında tüm cazibesiyle ziyaretçileri akın akın kendisine çekiyor. Büyük ölçüde betonlaşmış şehrin egzos kokan atmosferinden kaçmak isteyenler kendilerini vapurlara atıp Büyükada yolunu tutuyorlar. Eşsiz doğallığı ve sakinliğinden başka bir şey daha var ki her yıl müthiş bir kalabalığın Büyükada üzerine ayak basmasına sebep oluyor: Aya Yorgi Kilisesi ve dilek tutmak.


 Aya Yorgi Kilisesi Büyükada Aya Yorgi tepesi üzerinde bulunan 2 kilisenin ortak adıdır. Eski olan kilise 1751 yılında yeniden inşa edilmiştir. Yeni olan ise 20. yüzyılın hemen başında inşa edilmiş ve 1909'da hizmete açılmıştır. Bu kiliseler adlarını Kapadokya'lı Aziz Georgios'tan (Yorgos) almaktadır.


 Kilise, ortodoksların iki hac noktasından biridir. Aya Yorgi Kilisesi ve tepesi hakkında bir çok halk efsanesi mevcut. En bilineni, İstanbul'un fethi esnasında bir grup papazın ellerindeki ikona ve kutsal eşyaları, zarar görmesinler diye Büyükada üzerindeki tepeye gömmeleriyle başlar. Seneler sonra Aziz Yorgos, bir çobanın rüyasına girerek tepeye giden yolu çıkmasını ve çan sesini duyunca toprağı kazmasını söyler. Çoban bu rüyayı 3 gece üst üste görünce kendisine söylenen şeyleri yapmaya karar verir ve bugün dilek yokuşu olarak bilinen yolu yalnız, yalınayak ve sessizliğini bozmadan çıkar. Rüyasında gördüğü şeyler gerçek olur bir çan sesi duyar ve kazmaya başlar. Gömülmüş ikonalar ve kutsal eşyaları mükemmelen korunmuş halde bulur ve çıkartır. Bugün bu nesneler kilisede sergilenmektedirler. Dilek tutmak isteyenlerin adayı hınca hınç doldurduğu 23 Nisan günü de Aziz Yorgos'un Yortu günüdür. Bu günde  Büyükada ziyareti yapıp dilek tutmak zamanla bir gelenek halini almıştır. 23 Nisan - 24 Eylül tarihleri arasında yüzlerce insan, kah gezip yeni yerler görmek; kah dilek tutup hayaline kavuşmak için Büyükada üzerine ayak basıp, Aya Yorgi tepesine çıkmaktadır.

Dilek yokuşunda yürürken makara açan kişinin kısmetinin de açılacağına dair bir inanış vardır. Dilek yokuşu üzerinde bulunan ağaçlara çaput bağlayarak ve yoldaki taşlarla da insanlar dilek tutarlar. Kiliseye geldiklerinde burada bulunan kutuya, dilek yazdıkları kağıtları atanların, dileklerinin kabul edileceğine inanılır. Yine inanışa göre buradan alacakları anahtar yahut çanları, dilekleri kabul edilirse bir kutu şeker veya yağ ile birlikte kiliseye geri getirmeleri gerekmektedir.


 Büyükada ve Aya Yorgi söz konusu olunca efsaneler, inanışlar ve dilek ritüellerinin sayısı bitmiyor. Aya Yorgi Kilisesi, Büyükada iskelesinden uzunca bir yolu yürüdükten sonra karşınıza çıkacak olan dilek yokuşunun sonunda, Aya Yorgi tepesinin üstünde yer almaktadır. Nefis Büyükada doğasının içinde yaklaşık bir saat sürecek olan yorucu yürüyüşünüzün ve dilek dilemenizin ardından; dönüşte Büyükada Sermest Cafe'ye uğrayıp buz gibi bir limonata ile  üzerinize çöken tatlı yorgunluğu atabilirsiniz.


Foto: adalardan.net

Son Yazılar

Hepsini Gör

コメント


bottom of page